Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Eş Sözcüleri Çiğdem Kılıçgün Uçar ve İbrahim Akın ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimlerin sonuçlarıyla ilgili HDP genel merkezinde açıklama yaptı.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, yaptığı konuşmada sonuçlara itiraz edeceklerini belirterek, “YSK’nin bütün verileri açıklandıktan sonra milletvekili sayımızın artması ihtimali de var. Buna rağmen bizim önümüze koyduğumuz hedeflerimizin gerisinde olduğumuz ortada. Bunun da bütün yönleriyle kurumlarımızda tartışılacağını bir kez daha söyleyelim. Bu oy kaybının çeşitli nedenleri olabilir. Mazeret değil ama seçimlere zor şartlarda girdiğimiz biliniyor.” dedi.
Belli kayıpları olduğunu ifade eden Sancar, “Bu ittifakı sadece seçimlere yönelik birliktelik olarak düşünmedik. Oylarımızda azalma olduğu bir gerçek. Özellikle Batı illerinde. Başarısızlık söz konusudur.” diye konuştu.
Sancar, sözlerinin devamında şunları kaydetti:
“Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili stratejik bir karar aldık. Bu kararın seçmenimiz tarafından benimsendiğini ve hayata geçirildiğini görüyoruz. Bizim bu kararımız cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turda Cumhur İttifakı lehine sonuçlanmamasını sağlayan en önemli unsur olmuştur. İkinci tur önümüzde ise seçmenimizin partinin politik strateji kararlarına bağlılığı bunda belirleyici faktör olmuştur.”
HDP Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar ise “Hedeflerimize tam olarak ulaşamadık. Seçim sonuçlarının bizler için başarı olarak görülmeyeceği açıktır.” dedi.
Kılıçgün Uçar, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Bu seçimlerde önümüze koyduğumuz hedeflere tam olarak ulaşmadığımızı belirtmek isteriz. Seçim sonuçlarının bizler açısından başarı olarak görülemeyeceği açıktır. Seçim startının verildiği ilk günden bu yana her gün siyasi saiklerle gözaltı tutulama operasyonlarına maruz kalan partimizin çalışmaları linç girişimleriyle durdurulmak istenmiştir. Kobani kumpas davalarıyla başlayan süreç seçime doğru tam bir baskı iklimine dönüşmüştür. Kapatma davası Türkiye’de eşit ve adil bir seçim yarışını engellemiştir. Milyonlarca seçmenimizin iradesine kumpas ve kapatma davasıyla ipotek konmak istenmiştir.”
