İş dünyası temsilcileri, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2023 yılı ilk çeyrek ekonomik büyüme rakamlarına yönelik değerlendirmelerde bulundu. Sektör temsilcileri, büyümedeki istikrarın Türkiye ve iş dünyası adına güven verici olduğuna dikkat çekiyor.
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, yılın ilk çeyreğinde enflasyonun etkisiyle tüketime dayalı bir büyüme performansının ön plana çıktığını, tarım ve sanayi sektörü dışında tüm ana sektörlerin büyümeye olumlu yönde katkı sağladığını söyledi.
Tedarik zincirinde bozulmalar ve lojistik maliyetlerindeki artışların sanayi üretimini olumsuz etkilediğinin altını çizerek, “Küresel piyasalarda resesyon beklentilerinin arttığı, içeride ise deprem ve seçimin yarattığı risk ve belirsizliğe rağmen pozitif bir büyüme performansı ortaya koymamız oldukça önemli.” değerlendirmesinde bulundu.
Net dış talep katkısının büyümeyi aşağıya çekerken iç talepteki artışın büyümeyi desteklediğini vurgulayan Ardıç, ihracat ve ithalattaki değişimin de büyüme verilerine yansıdığına dikkati çekti.
Ardıç, Türkiye’nin rekabette üstün olduğu alanlarda üretime yönelmesinin daha faydalı olacağını belirterek, şunları kaydetti: “Yatırım seviyesindeki artış potansiyel büyümemizi artıran en önemli kalem iken gerçekleşen büyümenin tüketim ve kamu harcamaları desteğiyle ortaya çıktığı görülmektedir. Sağlıklı büyüme, üretim odaklı, yüksek katma değer yaratan ve ithalata bağımlı olmayan bir üretim modeliyle gerçekleşir. Sürdürülebilir bir enflasyon ve faiz düzeyinde Türkiye ekonomisine olan güvenin tesis edilmesi, potansiyel yakın büyümeye ulaşmada katkı sağlayacaktır.”
Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, Türkiye ekonomisinin sağlam temeller üzerinde büyümeye devam edeceğini belirtti. İç potansiyeli harekete geçirerek büyümeyi devam ettirmenin büyük başarı olduğunu söyleyen Baran, şunları kaydetti: “Önemli bir seçim sürecini geride bıraktık. Türkiye genç dinamik nüfusu ile sürdürülebilir büyüme trendini devam ettirecek politikalar üretmek durumundadır. Seçimlerde göstermiştir ki istikrar ve güven üzerine inşa edilen Türkiye ekonomisi temelleri sağlam bir şekilde büyümeye devam edecek. Bugünden sonra iş dünyası olarak hükümetimizle birlikte Türkiye Yüzyılı’nı, daha fazla yatırım, üretim, istihdam ve ihracatla sürdürerek, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadele, cari açık gibi önemli konularda kararlı adımlar atacağından ve üretim ve büyümenin kesintisiz biçimde devam etmesini sağlayacak politikaları uygulayacağından şüphemiz yoktur.”
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, bugün açıklanan büyüme rakamlarına göre ilk çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre GSYH’nin yüzde 4 arttığını kaydederek, 2010’dan beri kesintisiz büyüme performansı gösteren Türkiye ekonomisinin ocak-mart döneminde de zorluklara rağmen büyümesini sürdürdüğünü anlattı.
Büyümedeki istikrarın Türkiye ve iş dünyası adına güven verici olduğunu vurgulayan Olpak, şu açıklamalarda bulundu: “Güven, ekonominin ve iş dünyasının vazgeçilmezidir. Avrupa’nın önde gelen ekonomilerinden Almanya’nın dahi son iki çeyrekte üst üste daralarak resesyona girdiği ve diğer Avrupa ülkelerinin sıfıra yakın büyüme oranlarına sahip olduğu küresel bir ortamda, büyüme istikrarını sürdürebilmek önemli. Şubatta hepimizin yüreğini yakan deprem felaketinin yıkıcı etkisine rağmen büyümeyi sürdürmemiz de Türkiye’nin ekonomik kırılganlıklara karşı gücünü gösteriyor.”
Nail Olpak, ocak ayındaki öncü göstergelere göre yüzde 5’in üzerinde bir büyüme beklendiğini ancak depremler nedeniyle üretim kapasitesinin bir miktar gerilediğini belirterek, sanayi üretiminin martta toparlandığını anımsattı.
Büyüme verilerinin detaylarını paylaşan Olpak, şunları kaydetti: “İş dünyası olarak, seçim gündemi sonrasında da daha fazla yatırımla ihracata daha fazla ağırlık veren üretim yapmaya, katma değer ve istihdam üretmeye odaklanıyoruz. Cumhurbaşkanımız seçim sonrasında yaptığı konuşmada iş dünyamızın beklediği iki kavrama vurgu yaptı, ‘güven ve istikrar’. Yeni dönemde, bu kavramlara daha fazla odaklanarak kurulacak bir ekonomi yönetimi ve iş dünyamızın birlikte daha güçlü bir sinerji oluşturarak, dengeli kalkınmamıza daha çok katkı sunması önemli. Önümüzdeki süreçte hem tüketici hem de üretici için hayati önem taşıyan, enflasyonla mücadele, cari açık, dış ticaret açığı, bütçe dengesi, istihdam gibi ülke ekonomimiz açısından önem teşkil eden önemli başlıklarda hızlı adımlar atılmasını bekliyoruz.”
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkan Mahmut Asmalı, “Türkiye’nin pozitif büyüme eğilimi üst üste 11’inci çeyreğe ulaşmıştır. Bu dönemde iç talebin 11,6 puanla büyümeye güçlü bir destek vermesi ekonomik aktivitenin canlılığına işaret ederken, yatırımlardan gelen 1,2 puanlık katkı da reel sektör adına memnuniyet verici bir gelişme olmuştur. Net dış talep ise büyümeyi 2,8 puan sınırlandırmıştır. Milli iradenin 28 Mayıs’ta siyasi istikrardan yana tavır almasıyla, son 20 yılın en önemli kazanımlarından biri olan ekonomik istikrar da yeniden teyit edilmiştir. Böylece küresel düzeyde ekonomik ve jeopolitik belirsizliklerin devam edeceğinin tahmin edildiği önümüzdeki döneme ilişkin Türkiye, ‘güvenli liman’ olma niteliğini sürdürecek ve Türkiye Yüzyılı’nda da dünya ortalamasının üzerinde bir büyüme performansı yakalayacaktır.”
Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın, büyümeye iç talebin ve ihracatın ciddi katkıda bulunduğunu, sanayi tarafındaki katkının da artırılması gerektiğini vurguladı. Seçimlerin ardından ihracata dayalı bir büyüme beklediklerini anlatan Aydın, “Buna inşaat sektöründe yaşanan canlılıkta eklenecektir. İhracat noktasında çok ciddi artışlar beklememekle birlikte büyümede bu açıklanan rakamların çerçevesinde verilerin süreklilik arz edeceğini düşünüyoruz.” ifadelerini kullandı.