Avrupa Birliği’nin karbon nötr olma hedefini destekleyen TotalEnergies, 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşmayı taahhüt ediyor.
Bu kapsamda, şirket 2050’de enerji üretiminin yarısını yenilenebilir enerjiden, yüzde 25’i hidrojen, biyogaz ve e-yakıt gibi düşük karbonlu kaynaklardan, kalan yüzde 25’lik kısmını da petrol ve doğal gazdan sağlayacak.
Böylelikle, şirket küresel yenilenebilir enerji kurulu gücünü 2025 yılına kadar 17 gigavattan 35 gigavata çıkaracak.
TotalEnergies Yenilenebilir Enerji Türkiye Müdürü Ahmet Hatipoğlu, Net Sıfır hedefine ulaşmak için yoğunlaştıkları pek çok alan olduğunu belirtti.
Şirket olarak Türkiye’de özellikle rüzgar ve güneş enerjisi yatırımı yapmak için yoğun çalışmaları olduğunu aktaran Hatipoğlu, şunları kaydetti: “Ülkemizin yüksek potansiyeli ve gelişmiş elektrik piyasası farklı iş modellerinde yatırım olanağı sunduğundan çeşitli alternatiflere sıcak bakıyoruz. Ülkemizde yenilenebilir enerji teknolojileri çevre dostu olmalarının yanı sıra karlı bir yatırım aracı, enerji güvenliğine katkı sağlayan önemli bir unsur ve mevcut ekipman üretim altyapısı ile bir sanayi sektörü olarak da görülüyor. Önümüzdeki dönemlerde yenilenebilir enerji kaynaklarının üretimdeki payının daha da artmasını öngörüyoruz. Önceliğimiz büyük ölçekli ve uzun vadede daha stabil getiri imkanı sunan yatırımları hayata geçirmek.”
Deniz üstü doğal gaz ve petrol arama ve üretme faaliyetlerinden dolayı deniz üstü platformlarında ciddi bir bilgi birikimi ve teknolojilere sahip olduklarını aktaran Hatipoğlu, Türkiye’de hayata geçirilecek deniz üstü rüzgar enerjisi santralinde de mevcut birikimleriyle fark yaratabileceklerini kaydetti.
Öte yandan, TotalEnergies Madeni Yağlar, yenilenebilir enerji üreticileri ile iş birliği içinde yeni ürünler geliştirmeye de devam ediyor.
TotalEnergies’in 2050’de net sıfır emisyona ulaşma hedefinde önemli bir kilometre taşı da, motor sporları yarışları için geliştirilen yüzde 100 yenilenebilir yakıtı Excellium Racing 100 olmuştu.
İçerisinde petrol bulundurmayan Excellium Racing 100, kullanım ömrü boyunca karbondioksit emisyonlarında en az yüzde 65’lik bir azalma sağlıyor.
